Ümidini yitirme. Hayat her şeye rağmen güzeldir. Bazen hükümdar olmak için bir kuyunun dibinde sabretmeyi ve tevekkülü öğrenmen gerekebilir. Oraya
Continue reading »Category: Yazılarım
O yaz…
Karlar altında kalışımızın, hüzün kuşağımızın temmuzudur bu. Titreyen yanlarımızı.. acılarımızı ve hayata dair bütün yaşadıklarımızı sorgulayışımızın mevsimidir… Yanlışlarımızı.. günahlarımızı yatırıp
Continue reading »Bari sevda bileyim bana olan meylini…
En çocuksu yanlarımla, isyan kuşaklarındayım şimdi… Şehirleri kuşatan yalnızlıklarla.. ve kaldırımda kalan kokunla başbaşayım şimdi… Hayalinle başbaşayım… İçimde bir eşkıya
Continue reading »Var sen beni, hiç yaşamadı bil!
Bir fırtına bil beni… En kindar okyanuslarda savrulduğunda, meltem bil. Bir yağmur… Bir yağmur sonrası ıslaklığı… Bir yanını yıkan anne
Continue reading »Senden ötesi Züleyha’ymış!
Kırılgan yanlarımıza dokunuyor hüzünler…
Öylesine yalnız..
öylesine tutkusuz..
ve öylesine bezgin duruyoruz ki!
Sana varıncaya kadar..
seni duyup, seni hissedene kadar…
En umulmaz yorgunlukları yükledik omuzlarımıza.
Ve anladık ki, her şey boşunaymış.
Boşunaymış sensiz sevdalar…
Boşunaymış rüyalar…
Hatta uykular bile.. Seni hatırlatmayan.. seni hissettirmeyen uykular da boşunaymış…
Belleklerimizi yutuyormuş kitaplar. Ruhumuzu çalıyormuş şarkılar. Ve bizim aşk bildiğimiz; nefret artığı bir şeymiş meğer… En yalancı sevdalarda, çırpınıyormuş içimizde bir berduş… Meğer kadehler, kanımızı içiyormuş.
Analarımızı doğuruyormuşuz, farkında olmadan… Hani bir dolunay gibi kaybolup giden analarımızı…
“Keşke”ye hüküm giymiş cümlelerimizi, çekip derinliklerinde yutuyormuş pişmanlık okyanusları…
Binbir tedirginliğin ertesinde, anlıyoruz ki; boşmuş senden ötesi!
Hayalmiş!
Hiçmiş!
Rüyasız kuyularmış senden ötesi… Açlıkmış, yoklukmuş, kıtlıkmış… Saraya sultan olma, köle pazarında satılmaymış… Paralatmakmış sevda gömleklerini üzerimizde…
Senden ötesi; Mısır’mış, Kenan’mış…
Senden ötesi; Züleyha’ymış!
© SEBAHATTİN ÇELEBİ | celebi@celebi.de
Continue reading »
O yağmurlar…
Sokakların hayasız yüzüne vuran bu rüzgarlar, sert esmeye başladı gayri… Onlar bizim rüzgarlarımızdı… Kadıköy vapurunda, saçlarımızı okşuyorlardı… Havalar böyle değildi
Continue reading »Aslanım Ali…
SEBAHATTİN ÇELEBİ Hasta bir evlat sahibi olmak çok zordu. 17’sindeydi Ali’si. Pehlivan gibiydi. Ama amansız bir hastalık yakasına yapışmış, bir
Continue reading »Seyyit Hamit’in yel değirmenleri…
“Bilirim, hele bir düşmeye gör hasretin halisine, hele bir de tam okka dört yüz dirhemse yürek, yolu yok, Don Kişot’um
Continue reading »Veli Küçük, Alman “kader arkadaşı”nın akıbetine maruz kalır mı?
Ergenekon, yeniden gündemimizin baş köşesine oturdu. Olaya safsata gözüyle bakan, dudak büken çevrelerde bir garip tedirginlik dikkat çekiyor nedense. Yargıtay
Continue reading »Sende şarkılar ölür…
sen bilmezsin sende şarkılar ölür geceleri sende ben ölürüm yıldızlar soğurken koynunda ben ölürüm ölürüm saçlarının karanlığında sen bilmezsin sende
Continue reading »