Senden ötesi Züleyha’ymış!

Kırılgan yanlarımıza dokunuyor hüzünler…

Öylesine yalnız..

öylesine tutkusuz..

ve öylesine bezgin duruyoruz ki!

Sana varıncaya kadar..

seni duyup, seni hissedene kadar…

En umulmaz yorgunlukları yükledik omuzlarımıza.

Ve anladık ki, her şey boşunaymış.

Boşunaymış sensiz sevdalar…

Boşunaymış rüyalar…

Hatta uykular bile.. Seni hatırlatmayan.. seni hissettirmeyen uykular da boşunaymış…

Belleklerimizi yutuyormuş kitaplar. Ruhumuzu çalıyormuş şarkılar. Ve bizim aşk bildiğimiz; nefret artığı bir şeymiş meğer… En yalancı sevdalarda, çırpınıyormuş içimizde bir berduş… Meğer kadehler, kanımızı içiyormuş.

Analarımızı doğuruyormuşuz, farkında olmadan… Hani bir dolunay gibi kaybolup giden analarımızı…

“Keşke”ye hüküm giymiş cümlelerimizi, çekip derinliklerinde yutuyormuş pişmanlık okyanusları…

Binbir tedirginliğin ertesinde, anlıyoruz ki; boşmuş senden ötesi!

Hayalmiş!

Hiçmiş!

Rüyasız kuyularmış senden ötesi… Açlıkmış, yoklukmuş, kıtlıkmış… Saraya sultan olma, köle pazarında satılmaymış… Paralatmakmış sevda gömleklerini üzerimizde…

Senden ötesi; Mısır’mış, Kenan’mış…

Senden ötesi; Züleyha’ymış!

© SEBAHATTİN ÇELEBİ | celebi@celebi.de

Continue reading »